Ey insan, zorbalıktan hoşlanmıyoruz!
Tasmamızdan çekerek, hıştlayarak, kabadayılık yaparak, tuhaf insan yaşamınızda kendinizce doğru bulduğunuz davranışları bize zorla kabul ettirdiyseniz, eninde sonunda sizi dinlememe noktasına geliyoruz.
Bizi cezalandıramayacağınızı bildiğimiz zamanlarda, sizi dinlemiyoruz. Bazen ise canımıza tak ediyor ve bizi cezalandıracağınızı bile bile sizi dinlemiyoruz. Sonra köpeğim saldırgan, söz dinlemiyor diye söyleniyorsunuz.

Ey insan unutma zorbalıkla ve kabadayılıkla lider olduğunu zannedenlerin sonu bellidir. Bize doğru seçim yapmayı değil güç kullanmayı öğretmene rağmen, henüz seni ısırmadıysak, kimseye saldırmadıysak bu bizim sana rağmen hala korumakta olduğumuz nezaketimizdendir.
Bir kez daha söylüyoruz köpeklerin evreni işgal planıyla ve Darth Vader‘la ilişkisi yoktur.
Sözde eğitim tasması denen işkence tasmalarına karşıyız!
Bu tasmalar, hep bu eski kafalı disiplin ve ceza yönteminin işkence icatlarıdır. Köpeğe düzgün yürümeyi öğretmektense sözde eğitim tasması denen boğma tasma ve çivili tasma kullanma kabadayılığı, havlamamayı öğretmektense havlama tasması diye yüze su ve koku püskürten tasmalardan medet ummak, sakin olmayı öğretmektense şok tasma zalimliğini mazur göstermeya çabalamak… Anlaşılır gibi değil.
Eğer bunları kullanıyorsanız, sizi dinlememizi, size güvenmemizi beklemeyin. Siz her gün işkence ediliyor olsanız, ilk fırsatta isyan bayrağını çekmez misiniz? Bu tasmaların fiziksel ve psikolojik zararları saymakla bitmiyor. Elinizi vicdanınıza koyun ve en iyi dostunuza işkenceyi bize açıklamaya çalışın.
Bize göre bu tasmaların tek doğru kullanım alanı var. Videoda uygulamalaı olarak gösterilmekte.
Dayatmayan, farklı alternatifleri öğreten bir hayat dostu istiyoruz!
Dünyanın tüm patileri güvenebilecekleri, onlara yeni şeyleri öğretebilen, doğru seçimleri yapması için farklı ve daha iyi alternatifler sunabilen bir yol arkadaşı ister. Eğer kendinizi illa lider olarak görmek istiyorsanız; ideal lider, toplumun gönül vererek takip ettiği, ilham aldığı kişidir. Bizde tıpkı demokrasilerde olduğu gibi karşılıklı hak ve görevlerin olduğu, gönül vererek pati arzusuyla takip edeceğimiz bir lideri tercih ederiz.
Bizler düşündüğünüzden çok daha zeki ve duygusalız.Doğamız gereği meraklıyız ve yeni şeyler öğrenmeye hazırız. Koklayarak, patileyerek, dişleyerek, deneyip yanılarak dünyayı öğrenir ve problem çözme yeteneği kazanırız. Tercihlerimiz vardır. Bize dayatılanları çok çabuk unuturken, bizi mutlu ettiği için seçtiğimiz ve öğrendiğimiz şeyleri kolay kolay unutmayız.

Pozitif köpek eğitimi diye bir şey var. Aslında bu, eğitimin ötesinde patinizle yaşam tarzınızı belirleyen bir yaklaşım. Eğittiğiniz hayvanlara güven temeline dayalı bir ilişki kurarak, ona doğru seçimleri öğretmenizi amaçlıyor. Söz dinlemeyen köpeğin, söz dinlemesi için, pozitif eğitimle pozitif yaşam felsefesini benimsemelisiniz.
Seçenekleri bilmeden nasıl seçeceğiz?
Seçim hakkımızda anlaştık. Ancak seçim yapabilmek için önce seçenekleri öğrenmek gerekli, değil mi?
Gök gürlediğinde havlama, sus komutları verilen pati arkadaşlarımız var. Anlamadığımız dilde komutlarınız bazen bize tuhaf insan ülkesinin havlaması gibi geliyor. Ayrıca düşmanla savaşmadan kendisini başka türlü nasıl koruyabileceği öğretilmemiş bir patinin, havlamaktan ve saldırmaktan başka şansı kalmadığını anlamanız gerek.

Size durumumuz anlatmak için bir örnek vereyim. Hiç bilmediğiniz bir ülkeye gittiğinizi düşünün. Bu ülkede tokalaşmak hakaret sayılıyor. Siz, bilmediğiniz bu ülkede insanlarla tanışırken tokalaşıyorsunuz. Kimi sadece suratınıza bakıyor, kimi hiç anlamadığınız bir dilde sizi azarlıyor. Çevrenizde zıplayarak, oyun oynayan kişilere anlam veremiyorsunuz. Bir tuhaf ülke anlayacağınız.
Siz toklaşmaya devam ettikçe, işler iyice sarpa sarıyor. Hatta densizin biri sizi kafese kapatıyor. Ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Kimse size tek ayak üstünde zıplamanın, orada kabul gören tanışma şekli olduğunu adam akıllı anlatmıyor. Anlatsalar, hapislerde çürümek yerine, tek ayak üstünde sıçramayı seçer ve mutlu yaşardınız. Bizim tuhaf insan dünyasında sürekli içinde yaşadığımız bir durum bu. Doğru davranışı bilmeden, doğru seçimi yapmamız bekleniyor.
Parayı buldun ama hala değeri anlamadın!
Ey insan, seninle ilgili olarak en anlamadığımız şey bu. Parayı buldun, hatta para para para diye sözler, şarkılar söyledin ama hala değer kavramın yok.

Bana sunacağın alternatif davranışı seçmem için bir değerinin olması lazım. Sunacağın şeyin değeri, benim ihtiyaçlarım ve sevdiğim şeylerle bağlantılıdır. Ben kendimi tehlikede hissederken, beni oyuncak ya da yiyecekle ikna etmeye çalışmanı anlamıyorum. Bu çevrende silahlı adamlar sana ateş ederken, benim sana hadi gel diskoya gidelim dememden farklı değil.
Endişelerim, fobilerim, güven sorunum olabilir. Kendimi tehlikede hissediyorsam bana önce güvenlik sun. Parkta ağzımdaki kemiği bırakmamı istiyorsan, daha lezzetli bir yiyeyecek ya da eğlenceli bir oyun olmalı sunacağın. Evde yanında otur komutuna uymamı istiyorsan sevgi yeterli ödül olabilir.
Biz ödül ihtimalini sevdik, be güzelim!
İnsanın elinde ödül olmadığında söz dinlemediğimiz iddia ediliyor. Eğitimin başında henüz öğrenirken tabii ki motivasyona ihtiyacımız var. Ancak sizi dinlediğimizde, güzel şeylerin olacağına, tüm iyi şeylerin sizden geleceğine inandığımızda sürekli ödül almak değil derdimiz. Çünkü biz ödül ihtimalini de seviyoruz.

Tabii ödülü tamamen keserek, bizi ihtimalin imkansızlığına inandırırsanız, o zaman işler değişiyor. Sürprizlerin ödüllerin ve ihtimallerin olmadığı bir dünya bizim için çekilmez oluyor. Umut ve sürprizlerle yaşam çok daha güzel 🙂
Biz henüz o derse gelmedik ÖĞRETMENİİMM!

Ben henüz hazır olmadan, bir sonraki derse geçersen seni yakalayamam. Alıştırmaları benim ufak pati adımlarımla yapalım. Yoksa ben henüz evde çalışmayı tamamlamadan, dışarıda ya da karmaşık ortamlarda komut verdiğinde anlamıyorum, yapamıyorum. Rengarenk bir kelebeğin peşinden koşarken, bana verdiğin komutu unutuyorum. Aslında söz dinleyen iyi bir öğrenciyim ben.
Ama gerçekten… Duymadım, anlamadım, görmedim
Üç maymun oynadığımızdan, sizi dinlememeyi tercih ettiğimizden değil ancak gerçekten sizi duymadığımız, görmediğimiz ya da bizden yapmamızı istediğiniz şeyi anlamadığımız için komutlarınıza uymuyor olabiliriz.
Böyle durumlarda bizim dikkatimizi çekin, size bakıyorsak sizi dinlemeye hazırız demektir. Verdiğiniz komutu basitleştirerek tekrarlayın. Sabırlı olursanız sonunda başaracağımıza emin olun.
HAYIR! HAYIIR! HAYIIIIR!

Bu arada sürekli “hayır” diyorsunuz. Bu hayır kimdir, nedir, hiç bir fikrimiz yok. Bize komut verirken basit açık ve eylemsel karşılığı olan komutlar ver. Hayırın anlamı sürekli değişiyor. Bazen gel demek, bazen git demek oluyor. Sonra bazen otur, bazen kalk hatta bazen kemiği bırak oluyor. Sonuçta bazen o, bazen bu olan komutu anlamamız mümkün değil.
Fondaaaa, bir ses var uzaktaaaa…
Seninle özel bir ilişkimiz var ve beni yeterince tanıyorsun. Seni dinlemeyeceğimi düşündüğün zamanlar, aslında seni dinlemeyeceğimden emin olduğun zamanlar. Dolayısıyla bana komut vermeye çalışarak kendi keyfini kaçırmanın ve benim konsantrasyonumu bozmanın anlamı yok. Bana aynı komutu milyon defa vermekte ısrar ettiğinde, senin kelimelerin bana fısıltı gibi gelmeye başlıyor. Sonuna koca bir ME , MA ekleniyor, fonda bir sese dönüşüyor anlamıyorum.

Pati birliği olarak, fon şarkısıyla halaya dururken cevap süremizin uzamasından sorumlu tutulmayı ve söz dinlemeyen köpek olarak nitelenmeyi kabul etmiyoruz. Bu durumda sorumluluğun şarkının sahibine ait olduğu kanaatindeyiz.
Kötü haberi vermek istemezdik ancak bazen çok sıkıcısın 🙁
Ey insanlar, sizi seviyoruz, hatta size aşığız. Ancak her zaman düşündüğünüz kadar ilginç ve çekici değilsiniz.
Seni bekleyerek geçirdiğim milyon saatin ardından, nihayet seninle dışarı çıktığımda, tabii ki sincapları, kedileri kovalayacağım. Onlar, Tanrı tarafından yollanan tenis topları misali, oradan oraya sıçrarlarken, senin yaptığın tek şey, sıkıcı bir şekilde bir köşede durup “Gel” diye bağırmak.

Heyecanlı avlardan vazgeçmemi, senin için serin sulardan kurak çöllere koşmamı ve beton kutu eve kadar seni takip etmemi istiyorsun. O zaman Leylalığını göster sürprizlerle aşkımı tazele.
Kendini benim için ilginç canlı ve heyecanlı tutmanda sana yardımcı olabilecek bir kaç ipucu:
- Yetenek Sizsiniz finaline kalmış gibi dans et. Eğlenceli ol, sincap kovalamayı, en sevdiğim oyunu bırakayım, sana katılayım.
- Piyangoda büyük ikramiyeyi kazanmış gibi koş ve coş anında gelirim. Kazanmadığını bilsem de “kaçan kovalanır” pati güdüsüne karşı koyamam. Hatta pati sevgilim için başlattığım kavgayı bile bırakır, senin peşinden koşarım. Ayrıca seni kaybetme riskini göze alamam.
- Ahhh , bana geçen gün vermediğin o son kemik var yaaaa… Hala tadı damağımda…Kişisel performansınla beni ikna edemedin diye üzülme, sonuçta kalbe giden yol mideden geçiyor. Üstelik kemik senin eline çok yakışıyor. Bana kemiği uzatan o elin üstüne başka el tanımam ben. Kemik yoksa benim 347857348 maddelik sevdiğim yiyecekler listesinden seçebilirsin. Ciğerrrr, sosissss, peynirrrrr… Ama unutma beni gerçekten ikna etmen gereken bir durumsa ödülümü sürprizlerle vermelisin, kapişşş 🙂
Komutunuza saatler sonra bile cevap versek, başarımızı bizimle kutlayın.
Komutlarınıza uyduğumuzda başarılarımızı bizimle kutlayın. Bizi sadece komutunuzu anında yerine getirdiğimiz zaman kutlamayın. Saatler sonra bile olsa doğru davranışı gösterdiysek, kutlamaya hak kazanmışızdır.

Siz her zaman bir problemlemi anında çözebiliyor musunuz? Cevap, hayır. Poincaré problemini çözmeniz tam 100 yıl sürdü. Binlerce denemenin ve başarısızlığın ardından Grigori Perelman nihayet problemi çözdüğünde hepiniz ayakta alkışladınız.
Her yeni durumda, insanın verdiği her komut patiler için çözülmesi gereken bir matematik problemi gibi. Bazen zaman alıyor, bazen bildiğimiz cevaplarda bile akımız karışıyor.
500 defa çağırdığınız halde gelmeyen köpek, 3 saatin sonunda çamurlara bulanarak geldiğinde, onu dünyanın en büyük problemini çözmüş gibi coşkuyla karşılayın. Böylece neyi doğru yaptığımızı anlayalım, problemİ çözdüğümüzü bilelim ve sizi dinlemenin iyi bir şey olduğuna inanalım.
Eğer bizi ödüllendirmezseniz, gelmenin iyi bir şey olduğunu anlamayız. Üç saat sonra geldiğimizde bizi cezalandırırsanız, geldiğimiz için bize kızdığınızı sanarız. Gelecekte çağırdığınızda bu kez 3 değil, 5 saat sonra geliriz.
Başarının sırrı: Zaman, sabır ve sevgi

Ey insanoğlu, kaç yılda yürümeyi, konuşmayı ,tuvaletini nereye yapman gerektiğini öğrendin? Koca adam olup hala tuvalet adabını öğrenemeyen örneklerin var. Hal böyleyken benden nasıl herşeyi bir anda öğrenmemi beklersin. Köpek eğitimi tıpkı çocuk eğitimi gibi zaman, sabır ve bolca sevgi gerektirir. Bunları veremeyeceksen, bir köpekle yaşamı paylaşmak için doğru aday değilsin. Çicekle, peluş ayıyla paylaş hayatını.
Yaşamınızı bir köpekle paylaşmaya karar verdiğinizde onun temel ihtiyaçlarını karşılayacağıza söz verirsiniz.
Köpeğin temel ihtiyaçları:
- İnsanıyla yaşayacağı ve yaşlanacağı güvenli sevgi dolu bir ev
- Dengeli beslenme
- Sağlık kontrolleri
- Egzersiz
- Özgürce koşup oynayabilmek
- Tuhaf insan dünyasının kurallarını anlayabilmek için pozitif metotlarla eğitim
Köpek eğitimi ayrıcalık değildir. Aksine her köpeğin temel ihtiyaçlarının karşılanması kapsamındaki hakkıdır.
Bize arabalara saldırmamayı, yolda yürümeyi öğretmezseniz, yaralanabiliriz. Yalnızlık endişesinden, fobilerden muzdarip arkadaşlarımız, sürekli stres ve acı içindedir. Biz patilerin öğrenemeyeceği komut, çözemeyeceği davranış problemi yoktur. Yeter ki zaman, sabır ve sevgi gösterebilen bir insan olsun.
Asla bize kızmayın, bağırmayın, cezalandırmayın.
Bizler pek çok şeyi sadece sizi mutlu etmek için yapıyoruz. Sürekli bizi sevin istiyoruz. Sizin bize olan ilginizi bir an bile kesmeniz, bizim için en büyük ceza. Bağırmanıza, kızmanıza, başka ceza vermenize gerek yok.

İnanın çoğu zaman bize niye kızdığınızı, bağırdığınızı bilmiyoruz. Bazen bizimle birlikte havladığınızı düşünüyoruz. Daha çok havlıyoruz.
Bazen bağırmanızdan, sizin kızgın hormonlarınızın kokusundan korkup bir köşeye saklanıyoruz ya da şaşkın yalvaran gözlerle size bakıyoruz. Siz bizim suçluluk hissettiğimizi düşünüyorsunuz. Ancak yanılıyorsunuz.
Bağırmanız kızmanız bizi yanlış davranışımızdan vazgeçirmiyor. Yanlışın ne olduğunu bilsek, zaten yapmayız. Sonuçta ya korkudan daha çok gizli yerlere tuvaletimizi yapıyoruz ya da stresten koltuk takımlarını sünger dışarıda tarzında yeniden dekore ediyoruz. Rustik bir hava veriyoruz.
Bağırmanız kızmanız pati arkadaşlarımızın psikolojik sağlığını etkiliyor. Fiziksel cezalardan bahsetmiyorum bile. Bizim duyguları ve duyu yeteneği olan hayvanlar olduğumuzu unutmayın, lütfen. Yasalarınız bu konuda çok geride olsa bile, içten içe kabullenmek istemeseniz de, psikolojik ve fizyolojik olarak acı veren tüm uygulamaların hayvana kötü muamele olduğunun farkındasınız.
Cezalandırmak İstiyorsan Önce Aynaya Bak!
Köpek eğitiminden sorumlu olan insan olduğuna göre, birini cezalandırmak istediğinde aynaya bak.

- Tuvaletimi halıya yaptım diye gazete tomarını benim popoma değil kendi kafana vur. Tuvalet eğitimim sırasında bana güvenli alan yaratmadığın ve tuvalet saatlerimi doğru ayarlamadığın için hatalısın. Şimdi gidip kendi burnunu çişe batır.
- Yolda baloncu amcayı kovalamak isterken senin düşmene neden olduysam, bana kendini kontrol ve yolda yürümeyi öğretmediğin için kendi tasmanı çek kendi kaburgalarını tekmele. Kendi kaburgalarını nasıl tekmeleyebilirsin bilmiyorum gerçi ama sen yine de dene. Olmadı tekmeleme konusunda arkadaşlarından yardım iste.
- Agresif damgası vurup bana şok tasma gibi işkence aletler takacağına, saçma sapan ceza yöntemleriyle beni agresif yaptığın için kendinden utan. Bana sevgi dolu bir aile bul. Şok tasmasını kendi boynuna tak, ayarı en yükseğe getir ve elektro dans yap.
Temel mantığı sanırım anlamışsındır. Bana vermeyi düşündüğün her ceza için önce kendi üstünde yaratıcı deneme yap.
SONUÇ
Mutlu patiler ve mutlu insanlar için doğru seçim pozitif eğitim. Hadi hep birlikte mutlu olalım 🙂
Merhabalar. 4 aylık Cavalierim için yazıyorum. O kadar güzel bir yazı ki, annem ve Cavalier oğlum ile gülümseyerek okuduk.
Cavalier King charles oğlumuz, kendisi gibi yüzlerce Köpek ile bir çiftlikte doğdu. O nedenle çok coşkulu ve bazen yetişemiyoruz ona.
Oyuncağını aldığı zaman getirmiyor, ben elinden alacağım sanıp kaçıyor sürekli. Ödül mamaları bile işe yaramıyor getirmesine. Bir de sanırım oradaki kişi kendisine bağırmış, hırpalamış biraz. Bizden korkuyor bile olabilir, bundan çekiniyorum. Ama yine de kucağımda oturmaya, uyumaya bayılıyor.
Acaba travma görmüş bir Köpek, ne kadar süre Sonra güvenmeye başlar. İlk günler banyo, tarama sırasında falan bizim de canını yakmış veya korkutmuş olma ihtimalimiz var. Biraz korktuk bu yüzden. Affedilmek için ne yapmalıyız böyle bir durumda? Çünkü o kadar hassas ki, kendisi gelip bacağıma çarpıp bana küsüyor hahahah 🙂 tatlı küçük oğluş.
Merhaba,
Öncelikle size zamanında cevap veremediğim için çok özür dilerim. Kişisel nedenlerden dolayı son birkaç yıldır bog yazılarına ve mesajlara ara vermek zorunda kalmıştım.
Köpeklerin yeni evlerine alışması 3-6 ay sürer ancak yavru köpek için bu süre çok daha azdır.
Cavalier ufak ırk olduğu için eğer doğru bir şekilde sosyalleştirimezlerse diğer ufak ırklar gibi anksiyete sorunu yaşarlar. Umarım sizinki geçmiş travmalarını atlatmış ve doğru sosyalleşmeyle bugün mutlu ve güvenki bir köpek haline gelmiştir.
Bugünden itibaren her hafta sonu mesajlara cevap vermeye çalışacağım. Size zamanında cevap veremediğim için tekra özür dilerim.
Sevgiler
Reblogged this on sincethefuture.
Merhaba;Biz bir yavru yorkshire terrier bakmaya başladık henüz 4.ayına girdi ve tuvalet eğitimi konusunda en doğru yolu bir türlü bulamıyorum .Yavru olduğu için kızmak istemiyorum fakat eryer çiş olunca snirlerim bozuluyo ve bağırıyorum okuduğum bazı yazılarda kafes yöntemiyle tuvalet eğitimi vermenin faydalı olduğu yazıyordu ama o zamanda ok ağlıyo ne yapacağım konusunda yardım ederseniz sevinirim..
merhaba– inanin ben cok sey yanlis yapmisim– hele hayir yapma gibisinden– egomanlik yapmiom onu cok seviom gercekten.. ve sabir gösteriom– ben kayro yu 7 aylik ken yanima aldim- ondan önce benden beceriksiz ilgisiz bir adamdaydi.. ona kötü davranmadi sanirim fakat ilgilenmedi.. cünkü onu aldigimda birsey bilmiodu.- ne otur ne bekle ne gel … ben ona otur mayi yatmayi ve beklemeyi ögretebildim– bana bakmasinida.- ama ismine daha pek kulak vermio — onu da bu siteden nasil yapicagimi anladim– malesef kalcasindan ameliyat olmasi gerektiyi icin- dogum hatasi- onu pek zorlamak istemedim– neyse.. ilk köpegim yanlislar olur. insallah tez zamanda iyilesir — evde oynuyoruz ve antraman edioz.. kas lari gelistirmeye.. iyiki bu siteye rastladim– su an 9 ayligina basti– yaptigim yanlislari acaba düzeltebilirmiyim??
Merhaba,
Kopek sahiplerinin buyuk bolumu ilk kopeklerinde, ozellikle ilk aldiklari zamanda pek cok hata yapiyor. Ben ilk kopegim Beyaz’da ve Jim’im ilk donemlerinde pek cok hata yaptim. Endise etmenize gerek yok/. Kopekler son derece uyumlu ve yeni seyler ogrenmeye, yeni seyleri farkli yollarla kesfetmeye aciklar. Ameliyat sonrasi, agrilari gecene kadar ara vermek faydali. Ancak agrisi olmadigi zamanlarda, sadece dinlenmesi ve dikislerinin acilmamasi icin kosturmamasi gereken donemde, ona zihinsel egzersiz olabilecek nitelikte seyler ogretebilirsiniz. A Boylece yattigi yerden ya da oturdugu yerden lezzetli oduller kazanmanin keyfini yasayabilir.Ornegin isim ve bakma calismasini o yataginda yatarken yapabilirsiniz. Zeka oyunlari oynayabilirsiniz. Bunun icin kopek zeka oyunlari olarak uretilen puzzle tarzinda oyuncaklardan alabileceginiz gibi, balsngic icin bolmeli kapali kaplar seklinde olan yavas yeme kaplarini kullanabilirsiniz. Bulundugunuz yerde kopek zeka oyuncaklari satilmiyorasa, bir pet sisenin icinde bir kac odul mamasi atip, kapagini kapatip, onun siseyi parcalamadan kapagi acma yolunu bulmasina yardim edebilirsiniz. Yine karton yumurta kaplarinin icindeki bolmelere odul koyup, kartonu kapatip, zorlandiginda birden ustune dogru saklamayacak sekilde kalin lastik halkalari kutunun iki yanina gecirin. Kopeginiz kutuyu parcalayarak ya da bir tarafi cekip lastigi kopararak mamalara ulasabilir. Burada onemli olan sey kopeginiz, ulasamadigi seyler icin yeni yollar denemeyi ogrenir, sorun cozme yetenegi yukselir, kendine guveni artar . Bu tur basit oyunlar onlarin zihinsel gelisimi icin son derece onemli 🙂 Umarim kopeginiz bir an once sagligina kavusur . Size ve patinize saglikli ve mutlu gunler dilerim.
Bayildim! Kopegi kendisini dinlemedigi icin ego savasina giren sahipler bu yaziyi mutlaka okumali 🙂
Jim Düdüüü size mutlu pati gönderiyormuş buradan. Köpeğiyle ego savaşına giren her insan, bir gün diş izinin tadına bakacaktır diyor 🙂
hımmm, bu bloğu ziyaret etmeyeli oldukça güzelleşmiş ve şenlenmiş gerçekten. Seni ve seninle aynı evi, interneti ve bilgisayarı kullanmak zorunda kalan diğerlerinide kutluyorum 🙂
Teşekkürler 🙂 Kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz.
Sevgiler